Eski Başbakan Boris Johnson‘ın istifasının ardından 5 Eylül’de başbakanlık koltuğuna oturan Liz Truss, piyasaları sarsan tartışmalı ekonomi politikasından geri adım atmak zorunda kaldı. Truss’ın, Maliye Bakanı Kwasi Kwarteng’i görevden alarak yerine getirdiği Jeremy Hunt’ın ekonomide dizginleri ele alması, başbakanın görevde kalmak için güvenirliği kalmadığı ve “Başbakanlık Konutu 10 Numara’daki son günleri” olduğu tartışmalarına yol açtı.
Ülkenin 3. kadın başbakanı olan ve göreve gelmeden önce “yeni Demir Leydi” olarak anılan Truss’ın, başbakanlık yarışında yürüttüğü kampanyada en önemli vaadi olan vergi indirimlerini iptal ederek, “U dönüşü” yapması piyasalarda güvensizliği ve siyasi çalkantıları da beraberinde getirdi.
Truss’ın, 6 Eylül’de atadığı Maliye Bakanı Kwarteng’in 23 Eylül’de toplam 45 milyar sterlini bulacak vergi indirimlerinin uygulanmasına hazırlanıldığını açıklaması, ülkenin dış borçlanmasının yükseleceği yönündeki endişeleri artırdı ve sterlinin sert değer kayıpları yaşamasına neden oldu.
Kwarteng’in kamu borç yükünü artıracak vergi indirimlerini açıklamasının ardından sterlin, ABD doları karşısında 1,0350 ile tüm zamanların en düşük seviyesini gördü.
Daha önce pek çok kez bütçe düzenleme planı kapsamındaki vergi indirim planının arkasında duran Truss, 14 Ekim’de kamuoyu baskısına dayanamayarak, Kwarteng’i Maliye Bakanlığı görevinden aldı ve yerine Jeremy Hunt’ı getirdi.
Yeni Maliye Bakanı Hunt da göreve gelir gelmez Truss hükümetinin 3 hafta önce açıkladığı vergi indirimi paketinin neredeyse tamamını dün rafa kaldırarak, ekonomide dizginleri ele aldı.
Liz Truss, vergi kesintileri iptalinin ardından yaptığı ilk açıklamada, “Hata yaptığımızın farkındayım.” dedi ve görevindeki ilk haftalarda yaptığı bu hatalar nedeniyle özür diledi.
Yeni Maliye Bakanı Hunt da siyasi istikrarsızlığın çözüm olmadığını belirterek, Muhafazakar Parti milletvekillerini Truss’a bir şans vermeye çağırdı.
Başbakan Truss‘ın, kendi ekonomi politikasından “U dönüşü” yapmasının ardından liderlik pozisyonuna duyulan güven azalırken, yapılan anket sonuçları da Truss’ın oylarının büyük oranda düştüğünü ortaya koydu.
Lideri olduğu iktidardaki Muhafazakar Parti koridorlarında da Başbakan Truss’ın otoritesini kaybettiği konuşulurken, Truss’ın istifası etmesi gerektiği görüşünü paylaşan milletvekillerinin sayısı da giderek artıyor.
Halihazırda Crispin Blunt, Andrew Bridgen, Jamie Wallis ve Angela Richardson kamuoyu önünde başbakanı istifaya çağırırken, bazı parlamenterler Truss’ın görevde en fazla 1-2 haftası kaldığını öne sürüyor.
Liz Truss’ın yerini kimin alması gerektiği konusunda ise milletvekilleri bölünmüş durumda. Bazı Muhafazakar Parti milletvekilleri, daha önce Dışişleri Bakanlığı görevi de yapmış yeni Maliye Bakanı Jeremy Hunt’ın ismini öne çıkarırken, başbakanlık yarışında Truss’ın rakibi olan eski Maliye Bakanı Rishi Sunak’ı destekleyenlerin sayısının da bir hayli fazla olduğu biliniyor.
Ayrıca Truss’ın Muhafazakar Parti’yi bir sonraki genel seçimlere götüremeyeceği dile getirilirken, Başbakan ise bunu yapabileceği konusunda ısrarını sürdürüyor.
Yerel basındaki birtakım haberlerde ise bazı bakanların gelecek 48 saatte istifa ederek, Başbakan’ın görevi bırakması için üzerinde baskı kurmayı planladığı iddialarını gündeme getirdi.
Truss hükümetinin, sterlinin dolar karşısında rekor derecede gerilemesine neden olan ekonomi politikası, uluslararası alanda da siyasetçilerin alay konusu oldu ve eleştirileri beraberinde getirdi.
Sıkı bir Avrupa Birliği (AB) yanlısı olan Belçikalı politikacı Guy Verhofstadt, Twitter’dan yaptığı paylaşımda, İngiltere’nin AB’den ayrılmasına atıfta bulunarak, “Brexit nasıl gidiyor? Kesin olan bir şey var: Kargaşa 2022’de değil, 2016’da (Birleşik Krallık’ta yapılan AB referandumuyla) başladı.” yorumunda bulundu.
ABD Başkanı Joe Biden da Oregon’da gazetecilere yaptığı bir açıklamada, en zenginlerin vergilerini düşürme fikrine katılmadığını belirterek, Liz Truss’ın ekonomi politikalarını “hata” olarak niteledi.
Fransa Ekonomi ve Maliye Bakanı Bruno Le Maire de İngiltere’nin ekonomisinden endişeli olduğunu belirterek, İngiliz hükümetinin yaklaşık 45 milyar sterlin hacminde vergi indirimlerini içeren “mini bütçe” düzenlemesi için “İngiltere’yi felakete götürebilir.” değerlendirmesinde bulundu.